Muş'un sert iklimiyle şekillenen topraklarında, umut yeşermeye kadın öğretmenlerin dokunuşuyla başladı. Sıradan bir bahar günü, sıradan gibi görünen bir lojmanda sıradışı bir şey oldu. Kadın öğretmenler, yalnızca sınıflarda değil, doğada da iz bırakmak istediler.
"Bir Fidan, Bin Umut"
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'ne bağlı kadın öğretmen lojmanında kalan bir grup öğretmen, bir sabah ellerinde kürekler ve küçük fidanlarla dışarı çıktı. Satın aldıkları fidanlar onlar için sadece birer bitki değil, geleceğe bırakılacak birer mesajdı.
Ayşenur Erdem öğretmen, bu girişimin öncülerindendi. "İki yıldır bu lojmanda yaşıyoruz. Burası artık bizim evimiz. Evin etrafı da bizim sorumluluğumuzda" dedi. Sonra da ekledi: "Oksijenin kaynağı olan ağaçlara biz de bir nefes olmak istedik."

Kendi İmkânlarıyla, Sessizce, Kararlılıkla
Bu çalışma herhangi bir resmi talimatla başlamadı. Ne bir genelge vardı, ne de bir protokol. Kadın öğretmenler, sadece çevre bilinci ve dayanışma ruhuyla harekete geçti. Fidanlar kendi ceplerinden alındı, toprağa sevgiyle bırakıldı. Birlikte çalıştılar, birlikte güldüler, birlikte yoruldular. Fidanlar kadar bu dayanışma da kök saldı o gün.

Güzelleşen Sadece Toprak Değildi
Ağaçlandırma sayesinde sadece bahçeye değil, öğretmenlerin birbirlerine olan bağlılıklarına da yeni filizler eklendi. Doğayla kurdukları bu bağ, aynı zamanda topluma da bir mesaj verdi: "Küçük dokunuşlarla büyük farklar yaratabiliriz."

Kuraklığa Karşı Bir Kadın Direnişi
Küresel ısınma, kuraklık ve çevresel sorunların arttığı bu dönemde, Muş'ta yaşanan bu örnek olay büyük bir anlam taşıyor. Kadın öğretmenlerin fidan dikerek verdiği mesaj, yalnızca Muş'a değil, Türkiye'nin dört bir yanına sesleniyor: