Yargı bağımsızlığı, demokrasinin temel taşlarından biridir. Ancak tarih boyunca, Türkiye'de iktidarlar sıklıkla yargıya müdahale ederek kendi güçlerini pekiştirmeye çalışmışlardır. Bu müdahaleler, demokrasinin işleyişini bozmuş, toplumsal huzursuzluklara ve hatta darbelere yol açmıştır.
Demokrat Parti ve Tahkikat Komisyonu
Demokrat Partinin 1960 yılında kurduğu Tahkikat Komisyonu, yargı yetkisini kullanarak CHP'nin kapatılmasını hedefleyen, siyasallaşmış yargının en çarpıcı örneklerinden biridir. Bu komisyonun faaliyetleri, geniş çaplı protestolar ve 1960 askeri darbesiyle sonuçlanmıştır. Bu olay, siyasallaşmış yargının demokrasinin askıya alınmasına nasıl yol açabileceğini gösteren önemli bir dönüm noktasıdır.
12 Eylül Darbesi ve Sonrası
12 Eylül 1980 darbesi sonrası yaşanan yargılamalar da yargıya müdahalenin bir başka acı örneğidir. Darbe liderinin "asmayalım da besleyelim mi?" sözleri, dönemin yargı sisteminin siyasi baskılar altında nasıl işlediğini gözler önüne sermektedir. Bu dönemde birçok genç, siyasi görüşlerine bakılmaksızın mahkum edilmiş ve hayatını kaybetmiştir.
FETÖ ve Yargı
FETÖ terör örgütünün, kendisine ait bir yargı gücü oluşturarak üniversite öğretim üyelerini, askerleri ve hatta Genelkurmay Başkanını bile uydurma delillerle yargıladığı bilinmektedir. Bu durum, basın desteğiyle yapılan yargı manipülasyonlarının ne denli yıkıcı sonuçlar doğurabileceğini göstermektedir. FETÖ'nün yargıya müdahalesi, darbe girişimine ve ülkenin büyük zarar görmesine neden olmuştur.
Günümüzde Yargı Siyasallaşması
Günümüzde de CHP'nin kurultaylarının iptal davası, kayyum tartışmaları, muhalefet belediyelerine yönelik yargılamalar ve Cumhurbaşkanı adayının diplomasının iptal edilmesi girişimi gibi olaylar, yargının siyasallaşmasının devam ettiğinin göstergeleridir. Bu durum, ağır tutuklamalar ve siyasi engellemelerle birlikte, demokratik süreçleri tehlikeye atmaktadır.
Sonuç
Türkiye'nin demokrasi tarihinde yargı, ne zaman siyasallaşmışsa, sistem o kadar totaliterleşmiş, geniş gösterilere yol açmış ve siyasi iktidarlar değişmiştir. Onursal Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Sami Selçuk'un da belirttiği gibi, hukukun üstünlüğü, demokrasinin olmazsa olmazıdır. Geçmişten ders çıkararak, yargı bağımsızlığını sağlamak ve demokratikleşme sürecinin tamamlanması için çaba göstermek elzemdir.