Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, Brüksel'de gerçekleştirdiği etkileyici performansla Türk toplumunun 60 yıllık göç serüvenini sanat yoluyla aktardı. Performans, Türkiye ile Belçika arasında imzalanan İş Gücü Anlaşması'nın yıl dönümünde, gurbetteki Türklerin zorlu yaşam koşullarına dikkat çekmeyi amaçladı. Kavukcu'nun sanatsal ifadesi, göçün bireysel ve toplumsal etkilerini derinlemesine ele alarak izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşattı.
Göçün Sembolik Yükü
Prof. Dr. Kavukcu, performansında göçmenlerin geçici barınma şartlarını temsil eden metal bir karyolayı Brüksel Kuzey Tren İstasyonu'ndan Rogier Meydanı'na kadar taşıdı. Bu eylem, göçmenlerin sırtında taşıdığı zorlukları ve mücadeleyi sembolize ederken, yol boyunca karyolayı sürüklemesi ise göçün yıpratıcı etkilerini vurguladı. Seyirciler, sanatçının bu güçlü performansı karşısında duygusal anlar yaşadı.

YTB'nin Desteklediği Anlamlı Performans
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın (YTB) desteğiyle hayata geçirilen performansta Kavukcu, sarı işçi yağmurluğu, nevresim, yastık ve çarşaf gibi objeler kullanarak göçmenlerin yaşam alanlarına gönderme yaptı. Bu objeler, göçmenlerin yaşadığı zorlu koşulları ve mütevazı hayatlarını yansıtırken, aynı zamanda umudu ve dayanışmayı da simgeledi.

Sanatla Anlatılan Göç Hikayeleri
Kavukcu, kalem ve boyalarla hem yatağa hem de kendi bedenine semboller çizerek sanatsal ifadesini derinleştirdi. Yatağa çizdiği ay yıldız ve Belçika bayrağı motifleri, Türkiye ve Belçika arasındaki kültürel bağı ve aidiyet duygusunu vurgularken, bedenine çizdiği semboller ise göçün bireysel izlerini ve travmalarını yansıttı. Sanatçı, bu yöntemle göçün çok boyutlu etkilerini gözler önüne serdi.

Çarşafa Yazılan Tarih ve İsimler
Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, çarşafa tarih, isimler ve kısa cümleler yazarak göçün bireysel ve toplumsal anlamını daha da belirginleştirdi. Bu yazılar, göçmenlerin yaşadığı acıları, sevinçleri, umutları ve hayalleri temsil ederken, aynı zamanda göçün insanlık tarihindeki yerini vurguladı. Performans, izleyicilere göçün sadece bir coğrafya değişikliği olmadığını, aynı zamanda bir insanlık dramı olduğunu hatırlattı.
