Kocaeli Gazetesi'nin 50. yıl dönümünü kutlarken, maalesef ülkemizin yaşadığı olumsuzlukları yansıtan bir çevre felaketi riskiyle karşı karşıyayız. Kandıra Çal bölgesinde planlanan Entegre Katı Atık Tesisinin çevreye ve yeraltı sularına vereceği tahmini zarar, ciddi endişelere yol açıyor.
Yeraltı Su Kaynaklarının Tehlikesi
Çal bölgesinde bulunan ve çok sayıda köyün içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılayan kaynak sularının, planlanan atık tesisi nedeniyle kirlenmesi riski büyük. Havzada toplanan sular, Sarısu Deresi adıyla Karadeniz'e kadar uzanan 45 km'lik bir rota izliyor ve bu rota boyunca tarım alanlarını suluyor. Tesisin işletilmesi sonucu oluşacak kimyasal sızıntılar, bu değerli su kaynaklarını ve çevreyi tehdit ediyor.

Yer Seçimi ve Çevresel Etkiler
Atık tesisi için seçilen alan, Akçakese ve Pirceler köylerine oldukça yakın. Çevre köylerin içme suyu kaynaklarına yakınlığı, olası kirlenmenin boyutunu daha da endişe verici hale getiriyor. Tesiste oluşacak kimyasal atıkların depolama alanları ve yağmur suları ile yeraltına karışma ihtimali göz ardı edilmiş görünüyor. Bu durum, tarım arazileri, bitki örtüsü ve bölgedeki tüm canlı yaşamı için büyük bir tehlike oluşturuyor.

Yerel Halkın Tepkisi
Bölge halkı, atık tesisine karşı büyük bir tepki gösteriyor. Yıllardır kullandıkları kaynak sularının kirlenmesi, yaşamlarını ve geçim kaynaklarını doğrudan tehdit ediyor. Hayvancılık ve tarımın büyük oranda bu suya bağımlı olması, tesisin olumsuz etkilerini daha da belirgin kılıyor. Köylülerin kaygıları ve endişeleri haklı ve anlaşılır.

Hukuksal Boyut ve Çevre Katliamı
Tesis projesi, T.C. Anayasası'nın 56. maddesinde belirtilen sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına aykırıdır. ÇED raporundaki eksiklikler ve mevzuata aykırı uygulamalar da dikkat çekici. Yer seçimi, çevreye ve halk sağlığına olası zararları göz önünde bulundurularak yeniden değerlendirilmeli ve olası bir çevre katliamının önüne geçilmelidir.

Çalıştay Sonuç Raporu ve Hukuki Değerlendirme
8 Şubat 2025 tarihli Çalıştay Sonuç Raporunda, projenin bir çevre katliamı ve ekokırım oluşturacağı tespit edilmiştir. ÇED sürecinin usulsüzlüğü ve hukuka aykırılığı, yetkililerin bölge halkının, bilim insanlarının ve ilgili tüm tarafların tepkilerini dikkate alarak, hukuki ve etik sorumluluklarını yerine getirmelerini gerektiriyor. Çevre Kanunu'nun amaç ve ilkelerine aykırı uygulamaların düzeltilmesi şarttır.

